14 Şubat 2013 Perşembe

Sanat Tarihi

                               SANAT  TARİHİ

--Baba!  İneklere bak!

Marcelino  kafasını arkaya çevirdi. Ve el fenerinin ışığında onları gördü: İnek değillerdi. Usta eller, mağaranın tavanına bizonlar, geyikler, atlar ve yaban domuzları boyamıştı.

Kısa bir süre sonra, Altamira Mağarası’nda karşılaştığı, kızının eliyle gösterdiği bu resimlerle ilgili bir broşür yayımladı.  Ona göre bunlar tarihöncesi eserlerdi.

Dünyanın dört bir tarafından mağarabilimciler, arkeologlar, paleontologlar, antropologlar geldi.              Kimse ona inanmadı. Resimlerin sahibinin bir Fransız sanatçı olduğu söylendi.  Marcelino’nun bir arkadaşı  ya da Avrupa’daki avangard akımlardan şakacı biri olabilirdi pekala.

Daha sonra anlaşıldı. Paleolitik dönemin uzak avcıları yalnızca hayvanları takip etmemişlerdi. Açlığı ve korkuyu defetmek için ya da sadece hoşlarına gittiği için kaçan güzellikleri de takip etmişlerdi.

 

Pinturas Nehri’nin derinliklerinde bir avcı, kandan kıpkırmızı olmuş elini taşa bastırdı. Adam elini orada bıraktı, öldürmenin aciliyeti ve ölüm korkusu arasındaki bir ateşkeste.  Bir süre sonra, bir başka avcı bu elin yanına, kurumdan simsiyah olmuş kendi elinin baskısını yaptı. Daha sonra başka avcılar da taşın üzerine kandan, kurumdan,  topraktan ya da bitkilerden gelen farklı renklere bulanmış ellerinin izlerini bıraktılar.

On üç bin yıl sonra, Pinturas nehri yakınlarındaki Perito Moreno şehrinde, birisi bir duvara şunu yazdı:  Ben  buradaydım.  İşte taşın belleği...                      

 

 

“ Peru’lu yazar Eduardo Galeano’nun

Paleolitik Dönem  veya Yontma Taş Devri’ne

Ait –Mağara Resimlerini- anlatan hikayeciklerinden”

 

 

Füsun Kankat

 



__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 8011 (20130214) __________

İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.

http://www.nod32.com.tr

6 Şubat 2013 Çarşamba

Sanatın Değeri

                                   SANATIN  DEĞERİ

Avrupa,  Kara Afrika’yı  uygarlaştırma nezaketini göstermişti. Haritasını parçalamış, parçalarını yutmuştu; altınını, fildişisini ve elmaslarını çalmıştı; en güçlü oğullarını köle pazarlarında satmıştı.

Avrupa, siyahların eğitimini tamamlamak için ceza ve ibret olsun diye, pek çok askeri işgal ikram etmişti  onlara. On dokuzuncu  yüzyılın sonlarında Britanyalı askerler, Benin Krallığı’nda bu pedagojik operasyonlardan birini gerçekleştirdi. Kanlı kıyımdan sonra, yangından hemen önce ganimeti götürdüler. Afrika sanatının en büyük koleksiyonuydu: Onlara hayat veren, onları esirgeyen tapınaklardan sökülmüş bir sürü heykel ve maske.

Bu eserlerin bin yıllık geçmişi vardı, karmaşık güzellikleri  Londra’da azıcık merak ve sıfır hayranlık uyandırdı.  Afrika hayvanat bahçesinin meyveleri, yalnızca bazı eksantrik koleksiyoncuları ve ilkel geleneklere yönelmiş müzeleri ilgilendiriyordu. Ama Kraliçe Viktorya, ganimetleri açık artırmaya çıkarınca elde edilen gelir, askeri operasyonun bütün masraflarını karşılamaya yetti.

Böylece Benin Sanatı, bu sanatın doğup gerçekleştiği krallığın yağmalanmasını finanse etti.

Bundan böyle Afrika’dan başlayarak özellikle günümüzden beş bin yıl, üç bin yıl evvel ki uygarlıklardan kalan  ustalıklı seçkin eserlerin nasıl yağmalandıklarını tefrika halinde anlatmaya devam edeceğim.              Sanat tarihine gönül vermiş her aydının rahatlama yoludur, kültür talanını konuşmak ve yazmak...

 

Füsun Kankat

 



__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 7978 (20130206) __________

İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.

http://www.nod32.com.tr

Belge1 SANATIN DEĞERİ

 



__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 7978 (20130206) __________

İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.

http://www.nod32.com.tr