1 Ocak 2014 Çarşamba

Yılbaşı Çamları

YILBAŞI  ÇAMLARI

Günümüzde dünyanın bir çok ülkesinde yılbaşı öncesi evler, sokaklar çam ağaçları ile süsleniyor. Evlerde tepeden kesilerek bir köşeye yerleştirilen çam ağaçlarının altlarına hediyeler konuluyor.

Yeni yıla girerken ağaç süsleme genelde Hıristiyanların bir adeti olarak biliniyor. Ne var ki başka dinlere inananlar da yeni yıla girerken çam ağacı süslüyorlar. Türkiye'de de evlerde ve mağazalarda çamlar süsleniyor. Türklerin eski yaşamları ile ilgili yazıtlarda, 22 Aralıklarda "gündönümü kutlamaları" için ağaç süsleme adetinden çoklukla söz ediliyor. Gündönümü, Güneş'in dünyaya en uzak mesafede olduğu ana verilen addır. Günlerin ve gecelerin kısalmaya veya uzamaya başladığı andır.

Kış gündönümünde 21- 22 Aralıklarda güneş ışıkları Oğlak Dönencesi'ne dik gelir.  Kuzey yarıkürede günler uzamaya, güney yarıkürede kısalmaya başlar.

HAYAT  AĞACI

Sümerolog Dr. Muazzez İlmiye Çığ hocanın anlatımına göre, Orta Asya'dan göç etmeden önceki dönemde ve tek tanrılı dinlere geçmelerinden önceki yıllarda Türkler, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir "Akçam ağacı" bulunduğuna inanıyorlardı.                                                                 Bu ağacın tepesi, gökyüzünde oturan tanrı "Ülgen"in sarayına kadar uzanıyordu. Bu ağaca da "Hayat ağacı" deniliyordu. O günlerin inanışına göre, "Tanrı evrende var değildi, evreni yaratandı, tek hakimdi, hiçbir şeye benzemezdi, canı veren de o idi, alan da".

Hayat ağacı da tek idi, canlıların hayat kaynağı idi, daima canlı ve diri idi. Hayat ağacı ve üzerindeki Kartal motifi; hayatın başlangıcını, insanın yaratılışını;  dünyadan uçmayı (ölmeyi) temsil ediyordu.

İnsanların koruyucusu Tanrı "Ülgen", gökteki sarayında oturarak geceyi, gündüzü, güneşi yönetiyordu.                İnançlara göre, gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece ile gündüz savaşıyordu. Uzun bir savaştan sonra da gün, geceyi yenerek zafer kazanıyordu.

GÜNDOĞUMU  KUTLANIYOR

Güneşin yeniden doğuşu; bir "yeni doğum" olarak algılanıyordu. Yeni doğum 22 Aralık'ta "Nardugan" ("nar= güneş", "tugan=dugan=doğan") bayramı olarak Akçam ağacı altında kutlanıyordu. Güneş'in geri verdiği Ülgen'e dualar ediliyordu. Nitekim İlkçağ sanatından kalan bazı taş kabartmalarda ve resimlerde bu betimlemeleri çokça gördük ve inceledik. Bir "Hayat Ağacı" figürü işlenmiş ve bunun kutsallığı da çok bellidir.

Duaların tanrıya gitmesi için, ağacın altına hediyeler konuluyor; dallarına bantlar bağlanarak o yıl için tanrıdan dileklerde bulunuluyordu. İnanca göre tanrı bu dilekleri yerine getiriyordu.  Bu bayram için evler temizleniyor ve güzel giysiler giyiliyor; ağacın etrafında şarkılar söylenip oyunlar oynanıyordu (Yılbaşı eğlencesi). Yaşlılar, büyükbabalar ve nineler ziyaret ediliyor;  aileler bir araya gelerek kutlanırsa ömrün çoğalacağına, bayramın uğur getireceğine inanılıyordu.                                                        Akçam ağacı sadece Orta Asya'da yetişen bir ağaç olduğu için Filistinlilerin bu ağacı bilmelerine imkan yoktu. Bu nedenle yılbaşlarında ağaç süsleme adetinin Hıristiyanlara Türklerden geçtiği kabul ediliyor.  

Tüm dostlarıma yeni yılda sağlık, bereket ve huzur diliyorum. Mutlu yıllar!

Füsun Kankat