13 Haziran 2012 Çarşamba

DR. WATSON

                  DR:WATSON’U FELSEFİ’YORUM’   

 

İşte en basit yorum; Hayat, tependeki çadır yok olduğunda gökyüzündeki yıldızları gözlemliyebilmektir. Milyonlarca galaksi, milyonlarca gezegen bulunduğunu  görebilmek

Satürn’ün Aslan burcuna girdiğini fark edebilmektir. Meterolojiyi iyi tahmin edebilmek ve dahası ve de en güzeli Tanrı’nın herşeye gücü yettiğini ve bizim bu evrende veya kosmos’ta

Ne kadar ufak olduğumuzu idrak etmektir. “Çadırımızın çalındığını kafaya takıp, sızlanmalarla tüketeceğimiz bir zaman dilimi değildir”. 

Bir durumu farklı kişilerin ağzından dinlerken ya ferahlarız ve değişik sulara yelken açarız, ya da dünyamız kararır ve enerjimizin tükendiğini hissederiz. Çünkü anlatıcılardan biri felsefi derinliklerden çıkarır cümlelerini, diğeri ise sığ ve kumlu sözcükleri tercih eder.

Kimisi eski, yorgun ve kuytu bir köşede dinlenirken oturduğu kumaşı epirmiş eski koltuğun

yaşanmışlıklarını hayal eder ve o dönemin tarihçesini araştırmaya niyet eder ve hiç canı sıkılmaz. Diğeri “burası ne kadar köhne bir yer,  içim sıkıldı” yorumundadır. Son çözümlemede; akıl hayatı, cennete de çevirir ceehenneme de! 

 

Hayat; Ali Muhiddin Hacı Bekir’de  badem ezmesi eşliğinde kahvenizi yudumlarken,

aynı zamanda duvarları süsleyen 1902 tarihli faturayı, Osmanlı döneminde Hacı Bekir’in

Mısır’da Kahire’de Opera Meydanında şubesi olduğunu, o yıllarda Paris Pastacılık kurumundan ödül aldığını ve o dönemin Osmanlı anketli belge ve faturalarını incelediğinizde

hiç canınız sıkılır mı?  Ali Muhiddin Hacı Bekir’in 1900lerin başlarında Fenerbahçe Spor

Klubü başkanlığı yaptığını bilirmisiniz? Duvardaki o fotoğrafta  dönemin ünlü futbolcuları ile çekilmiş resmi görünce duygulandık doğrusu... Yolunuz düştüğünde Kadıköy’deki Hacı Bekir

sizi ziyadesiyle mutlu etmeye yetecektir.

Çırağan Otelindeki Gazebo Lounge’da gereğinden fazla aristokratik bir sunumla elinizde tutttuğunuz cafe latte’nizi yudumlarken fevkalade depresif bir ruh hali içerisinde sürünebilirsiniz de Allah korusun...

Evet yineliyorum; “akıl içinde bulunduğun zamanı cennete çevirdiği gibi cehenneme de

çevirebilir”.                                                                                                                                                           

 

Ayrıntıları ıskalamadan,  “Dünya Tatil Köyü”ndeki misafirliğimizin tadına varalım...

Herşey gönlünüzce olsun!

 

Füsun Kankat  

 

 

 

 

 

 

 

 

 



__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 7218 (20120613) __________

İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.

http://www.nod32.com.tr

12 Haziran 2012 Salı

MATRAK FELSEFE

                  MATRAK  FELSEFE  DERSLERİ ( FELSEFESPRİ )

 

Siz hala felsefenin sıkıcı ve anlaşılmaz olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Filozofun içgörü dediği şeyle fıkracının ‘zınk’ diye oturttuğu espri aynıdır aslında.

Fıkra ve esprilerin kuruluşu ve etkisiyle, felsefi kavramların kuruluşu ve etkisi aynı malzemelere dayanır.Felsefe de mizah gibi aklımızı gıdıklamaz mı? İşte bir “felsefespri”:

 

     Sherlock Holmes, Watson’la birlikte kamp yapmaktadır. Gecenin geç bir saatinde Holmes,

uyanır ve  Dr. Watson’ı dürter. “Watson” der, “göğe bak ve bana ne olduğunu söyle”.

“Milyonlarca yıldız görüyorum, Holmes “ der Dr. Watson.

“Peki, bundan ne sonuca varıyorsun, Watson? “

Watson, biraz düşünür, sonunda, “Şey” der,”astronomik açıdan milyonlarca galaksi ve muhtemelen milyarlarca gezegen bulunduğu sonucuna varıyorum. Astrolojik açıdan Satürn’ün Aslan burcuna girdiğini görüyorum. Zamansal açıdan saatin yaklaşık üçü çeyrek geçtiğini kestirebiliyorum. Meteorolojik açıdan yarının harika geçeceğini düşünüyorum.

Teolojik açıdansa, Tanrı’nın herşeye gücünün yettiğini ve bizim minnacık olduğumuzu çıkarabiliyorum. E, peki sen ne sonuca vardın Holmes?

“ Birisi çadırımızı çalmış  dostum! “

 

Biraz da din felsefesinden söz edelim; Fransız matematikçi ve filozof Pascal ( on yedinci yüzyıl)  Tanrı’ya inanmaya veya inanmamaya bahse tutuşmuştu. Hatırlayın, ‘Pascal’ın Bahsi’

diye bilinir. Tanrı’nın varlığına inanmayı seçmemiz  ve herşey bittiğinde Tanrı’nın olmadığının ortaya çıkması büyük bir sorun değildir.Eh, tabii Yedi Ölümcül Günah’ı şöyle doyasıya yaşayamadan gitmiş oluruz ama bu, diğer seçenekle karşılaştırıldığında önemsizdir.

Öte yandan Tanrı yoktur der ve sonunda kendisiyle karşılaşırsak hapı yuttuk, yani ebedi saadeti kaçırdık demektir. Bu nedenle , der Pascal, Tanrı varmış gibi yaşamak  stratejilerin en iyisidir. Bu tavır ‘Pascal’ın Bahsi’diye bilinir. Bizler  buna kısaca ‘neme lazım’ deriz.

İşte Pascal’dan ilham alan yaşlı bir kadının başrolünde olduğu bir fıkra :

 

 

‘BAHİSTE  ÇOK  İYİYİMDİR’

Kadın, içinde 100 bin dolar bulunan bir çantayla bankaya girer ve bir hesap açtırmak istediğini söyler. Temkinli banka müdürü kadına parayı nereden bulduğunu sorar. “ Bahisten”der kadın, “bahiste çok iyiyimdir”.

Şaşıran müdür, “Ne tür bahisler? Diye sorar. Kadın “Her tür” der.

“ Mesela hemen burada, yarın öğlen on ikide sağ kalçanızın alt tarafında bir kelebek dövmesi bulunacağına 25 bin dolarına bahse grebilirim.”

“Girerdim bu bahse” der müdür.”Ama bu kadar saçma bir bahisle paranızı almak istemem.”

“Eh” der kadın, “bahse girmezseniz ben de gider paramı başka bankaya yatırırım.”

“Yok, yok, acele etmeyin, canım” der müdür. “Tamam bahse varım.”

Kadın, ertesi gün öğlen vaktinde, yanında tanıklık için avukatıyla gelir. Banka müdürü,

arkasını döner, pantolonunu indirir ve bakmalarını söyler.  “Tamam” der kadın, “yalnız kesin görebilmemiz için biraz daha öne eğilir misiniz lütfen?” Müdür iyice eğilir, kadın onaylar ve çantasını açıp 25 bin doları saymaya koyulur.

Bu arada avukat, müdürün masasının karşısındaki koltuğa çökmüş, başı ellerinin arasında kara kara düşünmeye dalmıştır.  “Bunun nesi var?” diye sorar müdür.”Kaybettiği için üzgün!” der

yaşlı kadın.  “ Buraya gelirken  sizin bize saat on ikide kıçınızı açıp göstereceğinize dair

100 bin dolarına iddiaya girmiştik.”

 

Füsun Kankat  

 

 

 



__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 7216 (20120612) __________

İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.

http://www.nod32.com.tr

E-posta gönderiliyor: DEVLET BAŞKANLARINA YAZ OKULLARI

<<...>>
DEVLET BAŞKANLARINA YAZ OKULLARI

Büyük İskender müthiş bir adammış. Buna mukabil Cengiz Han'ın hayatı sadece
vurup kırma, yıkım ve talan üzerine. Cengiz Han, kendi ırkından olmayanları
, barbar ve düşman ilan ederken İskender, askerlerini kendi ırkından
olmayanlarla evlenmeye teşvik ediyor.
İskender, Cengiz Han'dan bin beş yüz yıl önce yaşamış.Bırakın Cengiz Han'ı,
daha çok yakın bir tarihe kadar bizim buralarda yabancı kadınlarla
evlenenler ordudan atılıyordu.
Ölürken İskender'in üç isteği olmuş; birincisi, tabutunu
doktorlar taşısın istemiş.Böylece ölüme karşı doktorların da çare
olamayacağı anlaşılacakmış.
İkincisi, hazineleri tabutunun geçtiği yollara çepeçevre dizilsin istemiş,
ki böylelikle hazinelerin ölüme engel olamadığı anlaşılsın.
Üçüncü ve son isteği de, ellerinin tabutun iki tarafına sarkması imiş;
böylelikle ellerin boş gelip boş gittiği,zamanın elde tutulamayacağı halka
bir ders olacakmış.
Cengiz Han'ın ise bilinen tek bir sözü var, o da şu: " Bizden
sonra gelecek olanlar yaldızlı elbiseler giyecekler, yağlı ve tatlı
yiyeceklerle beslenecekler, en güzel kısraklara binecekler, en güzel
kadınları kollarına alacaklar. Ancak maalesef bütün bunları bizim sayemizde
yaptıklarını bilmeyeceklerdir."
İskender'i A r i s t o eğitmiş. Her ne kadar silah, savaş,
ordu veya soğuk savaş gibi hikayeler tadımızı tuuzumuzu kaçırsa da, o
zamanlar ordular savaşır, yeni yerler ele geçirir, insanları talan
ederlerdi. O zamanın durumu öyleydi. Tamam bu zamanın durumu da öyle madem,
bari zamanın iyi filozofları eğitsin bu adamları. Felsefe profesöleri,
psikologlar, sosyologlar alsınlar mesela ön seçimi kazanmışları, öğretsinler
temel kuramları. Lafı evrip çevirmesinler, uzatmasınlar, hafif şakalaşarak,
hafif te sert yaparak hiç değilse iki sene , yüksek okul eğitimi kadar bir
zaman ders versinler, vizyon sahibi yapsınlar.
Dünyanın her yerindeki yöneticiler için yaz kampları olsun. Her ülkenin
başbakanı, cumhurbaşkanı, orgeneralleri, hepsi bu yaz kampında günde iki
saat yüzme, öğlenleri tabldot yemek, bütün gün de resim, müzik ve kuramsal
sohbet dersleri. Hem onların canının sıkıntısı geçer, hem de bizim içimiz
rahat eder.
Çocuklara bir sürü, bir sürü paralar vererek yaz okulları aranacağı yerde,
çocuklar, sokaklarda özgür ve mesut dolaşsa, her mahallede bir ressam abla
gönüllü resim öğretse, bir gitarist abi, gitar çalıp onları yönlendirse her
evin yakınında bir yüzme havuzu olup yüzme öğrenseler hayat mütevazi ve
ahenkli bir şekilde daha az para, daha çok kültür üzerine akıp gitse....Yani
ileri aşamadan bahsediyorum. Ama yemin ederim, istense olabilir, tıpkı
Eskişehir'de olduğu gibi. Önce ben demeyen, önce kamu(comun, halk,toplum)
diyen gelişmiş ruhların elleri değdiği zaman hepsi olur.


Füsun Kankat





__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza
veritabanı sürümü: 7213 (20120611) __________

İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.

http://www.nod32.com.tr

DEVLET BAŞKANLARINA YAZ OKULLARI

                DEVLET  BAŞKANLARINA YAZ OKULLARI

 

Büyük İskender müthiş bir adammış. Buna mukabil Cengiz Han’ın hayatı sadece vurup kırma, yıkım ve talan üzerine. Cengiz Han, kendi ırkından olmayanları , barbar ve düşman ilan ederken İskender, askerlerini kendi ırkından olmayanlarla evlenmeye teşvik ediyor.

İskender, Cengiz Han’dan bin beş yüz yıl önce yaşamış.Bırakın Cengiz Han’ı, daha çok yakın bir tarihe kadar bizim buralarda yabancı kadınlarla evlenenler ordudan atılıyordu.

               Ölürken İskender’in üç isteği olmuş; birincisi, tabutunu doktorlar taşısın istemiş.Böylece ölüme karşı doktorların da çare olamayacağı  anlaşılacakmış.

İkincisi, hazineleri tabutunun geçtiği yollara çepeçevre dizilsin istemiş, ki böylelikle hazinelerin ölüme engel olamadığı anlaşılsın.

Üçüncü ve son isteği de, ellerinin tabutun iki tarafına sarkması imiş; böylelikle ellerin boş gelip boş gittiği,zamanın elde tutulamayacağı halka bir ders olacakmış.

               Cengiz Han’ın ise bilinen tek bir sözü var, o da şu: “ Bizden sonra gelecek olanlar yaldızlı elbiseler giyecekler, yağlı ve tatlı yiyeceklerle beslenecekler, en güzel kısraklara binecekler, en güzel kadınları kollarına alacaklar. Ancak maalesef bütün bunları bizim sayemizde yaptıklarını bilmeyeceklerdir.”

              İskender’i A r i s t o  eğitmiş.  Her ne kadar silah, savaş, ordu veya soğuk savaş gibi hikayeler tadımızı tuuzumuzu kaçırsa da, o zamanlar ordular savaşır, yeni yerler ele geçirir, insanları talan ederlerdi. O zamanın durumu öyleydi. Tamam bu zamanın durumu da öyle madem, bari zamanın iyi filozofları eğitsin bu adamları. Felsefe profesöleri, psikologlar, sosyologlar alsınlar mesela ön seçimi kazanmışları, öğretsinler temel kuramları. Lafı evrip çevirmesinler, uzatmasınlar, hafif şakalaşarak, hafif te sert yaparak  hiç değilse iki sene , yüksek okul eğitimi kadar bir zaman ders versinler, vizyon sahibi yapsınlar.

Dünyanın her yerindeki  yöneticiler için yaz kampları  olsun. Her ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı, orgeneralleri, hepsi bu yaz kampında günde iki saat yüzme, öğlenleri tabldot yemek, bütün gün de resim, müzik ve kuramsal sohbet dersleri. Hem onların canının sıkıntısı geçer, hem de bizim içimiz rahat eder.

Çocuklara bir sürü, bir sürü paralar vererek yaz okulları aranacağı yerde, çocuklar, sokaklarda özgür ve mesut dolaşsa, her mahallede bir  ressam abla gönüllü resim öğretse, bir gitarist abi, gitar çalıp onları yönlendirse her evin yakınında bir yüzme havuzu olup yüzme öğrenseler hayat mütevazi ve ahenkli bir şekilde daha az para, daha çok kültür üzerine akıp gitse....Yani ileri aşamadan bahsediyorum. Ama yemin ederim, istense olabilir, tıpkı Eskişehir’de olduğu gibi. Önce ben demeyen, önce kamu(comun, halk,toplum) diyen gelişmiş ruhların elleri değdiği zaman hepsi olur.

 

 

Füsun Kankat

 



__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 7213 (20120611) __________

İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.

http://www.nod32.com.tr

DEVLET BAŞKANLARINA YAZ OKULLARI

                DEVLET  BAŞKANLARINA YAZ OKULLARI

 

Büyük İskender müthiş bir adammış. Buna mukabil Cengiz Han’ın hayatı sadece vurup kırma, yıkım ve talan üzerine. Cengiz Han, kendi ırkından olmayanları , barbar ve düşman ilan ederken İskender, askerlerini kendi ırkından olmayanlarla evlenmeye teşvik ediyor.

İskender, Cengiz Han’dan bin beş yüz yıl önce yaşamış.Bırakın Cengiz Han’ı, daha çok yakın bir tarihe kadar bizim buralarda yabancı kadınlarla evlenenler ordudan atılıyordu.

               Ölürken İskender’in üç isteği olmuş; birincisi, tabutunu doktorlar taşısın istemiş.Böylece ölüme karşı doktorların da çare olamayacağı  anlaşılacakmış.

İkincisi, hazineleri tabutunun geçtiği yollara çepeçevre dizilsin istemiş, ki böylelikle hazinelerin ölüme engel olamadığı anlaşılsın.

Üçüncü ve son isteği de, ellerinin tabutun iki tarafına sarkması imiş; böylelikle ellerin boş gelip boş gittiği,zamanın elde tutulamayacağı halka bir ders olacakmış.

               Cengiz Han’ın ise bilinen tek bir sözü var, o da şu: “ Bizden sonra gelecek olanlar yaldızlı elbiseler giyecekler, yağlı ve tatlı yiyeceklerle beslenecekler, en güzel kısraklara binecekler, en güzel kadınları kollarına alacaklar. Ancak maalesef bütün bunları bizim sayemizde yaptıklarını bilmeyeceklerdir.”

              İskender’i A r i s t o  eğitmiş.  Her ne kadar silah, savaş, ordu veya soğuk savaş gibi hikayeler tadımızı tuuzumuzu kaçırsa da, o zamanlar ordular savaşır, yeni yerler ele geçirir, insanları talan ederlerdi. O zamanın durumu öyleydi. Tamam bu zamanın durumu da öyle madem, bari zamanın iyi filozofları eğitsin bu adamları. Felsefe profesöleri, psikologlar, sosyologlar alsınlar mesela ön seçimi kazanmışları, öğretsinler temel kuramları. Lafı evrip çevirmesinler, uzatmasınlar, hafif şakalaşarak, hafif te sert yaparak  hiç değilse iki sene , yüksek okul eğitimi kadar bir zaman ders versinler, vizyon sahibi yapsınlar.

Dünyanın her yerindeki  yöneticiler için yaz kampları  olsun. Her ülkenin başbakanı, cumhurbaşkanı, orgeneralleri, hepsi bu yaz kampında günde iki saat yüzme, öğlenleri tabldot yemek, bütün gün de resim, müzik ve kuramsal sohbet dersleri. Hem onların canının sıkıntısı geçer, hem de bizim içimiz rahat eder.

Çocuklara bir sürü, bir sürü paralar vererek yaz okulları aranacağı yerde, çocuklar, sokaklarda özgür ve mesut dolaşsa, her mahallede bir  ressam abla gönüllü resim öğretse, bir gitarist abi, gitar çalıp onları yönlendirse her evin yakınında bir yüzme havuzu olup yüzme öğrenseler hayat mütevazi ve ahenkli bir şekilde daha az para, daha çok kültür üzerine akıp gitse....Yani ileri aşamadan bahsediyorum. Ama yemin ederim, istense olabilir, tıpkı Eskişehir’de olduğu gibi. Önce ben demeyen, önce kamu(comun, halk,toplum) diyen gelişmiş ruhların elleri değdiği zaman hepsi olur.

 

 

Füsun Kankat

 



__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 7213 (20120611) __________

İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.

http://www.nod32.com.tr

E-posta gönderiliyor: DEVLET BAŞKANLARINA YAZ OKULLARI

<<...>>
DEVLET BAŞKANLARINA YAZ OKULLARI

Büyük İskender müthiş bir adammış. Buna mukabil Cengiz Han'ın hayatı sadece
vurup kırma, yıkım ve talan üzerine. Cengiz Han, kendi ırkından olmayanları
, barbar ve düşman ilan ederken İskender, askerlerini kendi ırkından
olmayanlarla evlenmeye teşvik ediyor.
İskender, Cengiz Han'dan bin beş yüz yıl önce yaşamış.Bırakın Cengiz Han'ı,
daha çok yakın bir tarihe kadar bizim buralarda yabancı kadınlarla
evlenenler ordudan atılıyordu.
Ölürken İskender'in üç isteği olmuş; birincisi, tabutunu
doktorlar taşısın istemiş.Böylece ölüme karşı doktorların da çare
olamayacağı anlaşılacakmış.
İkincisi, hazineleri tabutunun geçtiği yollara çepeçevre dizilsin istemiş,
ki böylelikle hazinelerin ölüme engel olamadığı anlaşılsın.
Üçüncü ve son isteği de, ellerinin tabutun iki tarafına sarkması imiş;
böylelikle ellerin boş gelip boş gittiği,zamanın elde tutulamayacağı halka
bir ders olacakmış.
Cengiz Han'ın ise bilinen tek bir sözü var, o da şu: " Bizden
sonra gelecek olanlar yaldızlı elbiseler giyecekler, yağlı ve tatlı
yiyeceklerle beslenecekler, en güzel kısraklara binecekler, en güzel
kadınları kollarına alacaklar. Ancak maalesef bütün bunları bizim sayemizde
yaptıklarını bilmeyeceklerdir."
İskender'i A r i s t o eğitmiş. Her ne kadar silah, savaş,
ordu veya soğuk savaş gibi hikayeler tadımızı tuuzumuzu kaçırsa da, o
zamanlar ordular savaşır, yeni yerler ele geçirir, insanları talan
ederlerdi. O zamanın durumu öyleydi. Tamam bu zamanın durumu da öyle madem,
bari zamanın iyi filozofları eğitsin bu adamları. Felsefe profesöleri,
psikologlar, sosyologlar alsınlar mesela ön seçimi kazanmışları, öğretsinler
temel kuramları. Lafı evrip çevirmesinler, uzatmasınlar, hafif şakalaşarak,
hafif te sert yaparak hiç değilse iki sene , yüksek okul eğitimi kadar bir
zaman ders versinler, vizyon sahibi yapsınlar.
Dünyanın her yerindeki yöneticiler için yaz kampları olsun. Her ülkenin
başbakanı, cumhurbaşkanı, orgeneralleri, hepsi bu yaz kampında günde iki
saat yüzme, öğlenleri tabldot yemek, bütün gün de resim, müzik ve kuramsal
sohbet dersleri. Hem onların canının sıkıntısı geçer, hem de bizim içimiz
rahat eder.
Çocuklara bir sürü, bir sürü paralar vererek yaz okulları aranacağı yerde,
çocuklar, sokaklarda özgür ve mesut dolaşsa, her mahallede bir ressam abla
gönüllü resim öğretse, bir gitarist abi, gitar çalıp onları yönlendirse her
evin yakınında bir yüzme havuzu olup yüzme öğrenseler hayat mütevazi ve
ahenkli bir şekilde daha az para, daha çok kültür üzerine akıp gitse....Yani
ileri aşamadan bahsediyorum. Ama yemin ederim, istense olabilir, tıpkı
Eskişehir'de olduğu gibi. Önce ben demeyen, önce kamu(comun, halk,toplum)
diyen gelişmiş ruhların elleri değdiği zaman hepsi olur.


Füsun Kankat





__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza
veritabanı sürümü: 7213 (20120611) __________

İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.

http://www.nod32.com.tr