24 Nisan 2012 Salı

DÜNYA HALİ

                          DÜNYA’NIN  HALİ

Norveç’in çamları arasında yürürken, Palma kıyılarında yüzerken, İrlanda’nın göz alabildiğince yeşil kırlarında at üstünde kayalara vuran hırçın  dalgaları seyre dalarken; Katmandu’da kendini dinlerken,          Somali’de, Çad’da çocuklarla böğürtlenli çörekleri paylaşırken, Japonya’da,  Endonezya’da talihsiz bir afet sonrası çile çekerken insan hep aynı insandır. Sarı kafalısı, siyah kafalısı, kızılı hiç fark etmez.

İnsanlar kendi yurtlarında, kendi coğrafi bölgelerinin nimetlerinden faydalanıp, yokluklarını da sineye çekip kendi geleneksel tarzlarında yaşayıp giderlerken bazı megaloman milletler her nedense kendi yurtlarıyla yetinmeyip uzun ellerini kendilerinden fersah fersah uzak olan ülkelere uzatmaktan çekinmemişler ve çekinmiyorlar. En medeni, en kültürlü, en nazik ve en doğa sevgisi gelişmiş bi millet, çağlar boyunca en yağmacı rolü üslenmiş durumda. Dört bir tarafı deniz devasa bir Avrupa adasında     ormanlar ve kırlar üzerinde olan bu asil millet, batmayan güneş Vikingleri, Ostrogotları aratmayacak şekilde eski Yunanistan ve Ortadoğu’da mermer, kabartma, heykel, stelller Allah ne verdiyse silip, söküp götürmüş British Museum’u donatmakla kalmayıp oralardaki insan topluluğunu bir daha toparlanamayacağı kaotik başıbozuk bir yapıya sürüklemiş ve hala Ada ülkesi ve Atlantik ötesi şürekası uzun ellerini karakafaların lokmalarına uzatmaktan her koşulda ve her devirde vazgeçmiyorlar.

Ülkeler kocaman aileler gibidir. Bizler evlerimizde farklı imkanlara sahibiz. Birimizde bulunan bir eşya veya yiyecek, diğerinin evinde olmayabilir. Birbirimizin evine girip önce antika değerli bize özel objeleri, sonra da pirinç, çukulata Allah ne verdiyse çalıp çırpıp, bir de o aileye nifak sokup birbirlerine düşürsek, acaba neler olur?  Ondan sonra da hiçbirşey olmamış gibi toplantılarına, etkinliklerine katılıp kanaat önderliği yapsak? İşte bu çok medeni Anglo-Saxon ırkı (benim bir zamanlar hayran olduğum ve bütün yeni yetme yıllarımı dillerini öğrenmekle geçirdiğim) ve Atlantik ötesi devamı,  bunu asırlardır yapıyorlar. Cambridge’de, Oxford’da, Stanford’da, East Anglia’da, ilim-bilim-uygarlık öğretmeye devam ediyorlar.Gökkubbenin altındaki tü insanlar kendi coğrafi bölgelerinin imkanlarıyla yetinmeyi bir öğrenseler; yetinmekle kalmayıp ötekinin elinden tutmayı da başarabilseler dünya yaşanmaya değer devasa bir tatil köyü gibi olabilir belki kim bilir?

Dünyamızın selameti için birilerinin yorulup pes edip yağmacılıktan vaz geçmesini bekleyeceğiz.                 Önce kendi ülkemize, sonra da Ortadoğu’ya dirlik-düzenlik diliyorum. Umutlarımız tükenmemeli...

 

Füsun Kankat

 



__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 7080 (20120423) __________

İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.

http://www.nod32.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder