HAYAL..İSYAN..AŞK.
Değerli keman sanatçımız Özcan Ulucan ve piyanist Özgür Aydın’ın 16 Nisan Pazartesi akşamı Süreyya Operası’nda verdikleri konseri izlememiş olanlar ne yazık ki hayatlarında hiç şeftali yememiş bir insan gibi fevkalade keyif veren bir tattan mahrum kaldılar bu bahar akşamında...
Doğan Hızlan’dan çaldım bu benzetmeyi. Bir zamanlar bir yazısında demişti ki; “—Julio Cortazar ‘ı bugüne kadar hiç okumamış bir insan, hayatında hiç şeftali yememiş bir insan gibidir.” O ferahlatıcı keyif veren ve dirilten tattan mahrum kalmış demektir. İşte bu akşam öyle bir keyif yaşadık galiba !
Schubert’in Fantasie, Opus Posth. 159, D 934 sayılı eseri; Hayal olarak en muhteşeminden yorumlandı. Ardından J. Brahms’ın Op. 120 Fa Minör Viyola Piyano Sonatı; İsyan başlığı altında, ve de son eser Ludwig van Beethoven’dan meşhur “Kreutzer “ Sonatı Op.47 La Majör sonat ta ; Aşk başlığı altında muhtemelen... Bu son sonatı dinlerken şunu düşündüm. Kim bilir kaçıncı defa dinleyişim, insan her seferinde bu kadar zevkle dinler ! İşte KLASİK budur. Nedir Klasik ? Klasiğin klasik bir tanımını yapmak lazım. KLASİK : Bir sanat akımının belirli bir noktadan gelişerek en yüksek seviyeye ulaşması, örnek oluşturması ve kendinden sonra da taklit edilmesidir.
Klasik olan hiçbir zaman güzelliğinden ve değerinden kaybetmez. Beethoven, hakikaten bambaşka !
Birçok ardılı taklit etmemişler mi ? Berlin’de yaşayan sayısız ödül sahibi, mesleğini en iyi icra edebileceği altın çağındaki piyanist Özgür Aydın önce Schubert’in sonatında sonra da Beetoven’ın “Kreutzer” Sonatında herkesi büyüledi. En son keyif kahvesi olarak da Schubert’in “Serenad”ını sundular ki son noktayı koydular. Nadir güzel konserlerden biriydi. Önümüzde Ulucan’lar oturuyorlardı. Piyanist Birsen Ulucan, kemancı Aysen Ulucan, anneleri, teyzeleri vs. Kalkarken Aysen Ulucan ve annelerini tebrik ettim ve beğenilerimi ilettim. Ne kadar iftihar ediyor olmalıydı böyle bir keman virtüozu oğlu olduğuna değil mi? Bir de üstelik Özcan değerli annesinin fevkalade anlamlı bir şiirini okudu, ikinci bölümde. Ulucanlar’ın adetidir; mutlaka her konserlerinde bir şiir okurlar ya doğdukları topraklardan( Bulgaristan), ya da annelerinin şiirlerinden. Konsere bir sıcaklık katar. Annelerinin yerinde olmak isterdim diye geçirdim içimden. Tebrik etmek için yanına gittiğimde pek de kendinde olmadığını gördüm. Aysen Ulucan çocuk gibi şefkatle ilgileniyordu annesiyle. O güzelliğin pek farkında değildi. Galiba o melun hastalık onu da bulmuştu ne yazık ki. Anlamsız bir ifadeyle etrafına bakıyordu. Hayatın cilvesi işte. Hayat insanı şaşırtan çelişkilerle dolu...Üç tane altın evlat , salon alkış kıyamet ve o farkında değil olup bitenin. Düşüncelere daldım. Bir konser gecesi de şeftali tadında sona erdi. Biz yine araba ve park yeri gibi hantal bir meseleden uzak ahenkli bir şekilde yürüyerek evimize döndük.
Füsun Kankat
__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 7079 (20120423) __________
İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.
http://www.nod32.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder