23 Nisan 2012 Pazartesi

ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ...

             ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ...

Zaman; öfkeleri küllendirir,soğutur. Kırgınlıkları, hayal kırıklıklarını, depresif bakış açılarını

nötralize eder tıpkı ilaçlar gibi. Medikal çarelerin dışında zaman pekçok şeyi dinginleştirir,

rehabilite eder. Size sevimli gelmeyen, hoşnut olmadığınız bir mekan,ev veya  şehir, bir zaman sonra size iyi gelebilir. Geçen zaman zarfında o nehirden çok sular akmıştır. Bazı şekilsel ve manevi değişiklikler olmuştur. Bu değişiklik hem subjektif, hem objektif anlamdadır. Yaşamsal tercihlerin dışında edebi anlamda, hayatımızın kültürel uzantısında da

“zaman” çok önemli algılama değişikliğine neden olur. Yirmi yıl önce okuduğumuz veya okuyamadığımız bir edebi eseri şimdi okuduğumuz zaman bambaşka etkilenebiliriz.

E. Zola’nın nevrotik kıskançlık krizlerini anlatan “Sevmek Zamanı” bakalım şimdiki ruh halimizle okunduğunda gene aynı şidette bizi içine çekecek mi...

Değişen olaylar, düzenlemeler, ruh halleri, hissedişler, kararlarımızı belirler.

Eduardo Galeano’nun “Zamanın Ağızları” adlı kitabındaki küçük küçük öyküleri hayata dair

en anlamlı ipuçları verir. Özellikle Hatırlayan Çiçek başlıklı öyküsünde anlattığı Küba’dan getirilip Napoli’deki bahçesine dikilen Kelebek çiçeği aylar ve yıllar geçmesine rağmen kesinlikle çiçek açmıyor, yapraktan başka bir şey vermemeye devam ediyordu.

Nihayet eve Kübalı konuklar geldi, gece gündüz konuştular, Antiller tarzı şarkılar söylendi...

Bitki, kelimelerin bu müziğni yedi gün, yedi gece dinledi. Ev sahibi arkadaşlarını geçirmek üzere gittiği havaalanından eve döndüğünde bir de ne görsün, bir türlü açmayan çiçek açmıştır!...

Bunun gibi birbirinden naif ve düşündürücü hikayeciklerle doludur “Zamanın Ağızları”.

Bu kitabı keşfetmeme sebep olan Haşmet Babaoğlu’nu da gülümseyerek anıyorum.

Ben de bir zamanlar beni tedirgin eden, birtakım olumsuz ayrıntılara takılıp kendimi mutsuz hissettiğim eski yuvama ve eski semtime şimdi geri dönüyorum. Zira son yıllardaki kaçış noktalarım artık önemini yitirdi, zevk vermez oldu.

Hayat, son istasyona varmadan önce yeni ve anlamlı güzellikleri keşfedebildiğin keyifli bir yolculuk olmalıdır. Önemli olan treni değiştirmeden en rahat vagonda karar kılmaktır.

Hayatın mayası önce huzur, sonra düşünmektir. Huzurlu ve dingin bir düşünce hayatı insanın

yegane gerçeğidir. Yaşasın huzur !...

 

Füsun Kankat

 

 



__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 7079 (20120423) __________

İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.

http://www.nod32.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder