İRGE SEZER VOCALS and ENSEMBLE
Bugün yani 8 Nisan Pazar akşamı, Moda’daki İngiliz Presbiteryan Kilisesi’nde bir Paskalya Konseri’ne katıldım. Çok zengin içerikli iki buçuk saat süren bir konserdi. G. F. Handel’in dinsel temalı eserleri ile başlayan konser daha sonra bütün tarihsel dönemlerden örneklerle sürüp gitti.
Birbirinden değerli güzel sesler ve enstrümanlarla çok değişik ve çok hoş bir müzik şöleni oldu. Handel’in Rinaldo Operası’ndan Lascia ch’io Pianga aryasını Bilgesu Görüm isminde genç bir ses, yorumladı ve bizleri şaşırttı. Çok güzel bir ses. A. Dvorak’ın Humoresque’ini Birce Turgut isimli çok genç bir kemancı piyano eşliğinde çaldı.
Herzaman etkilendiğim Rahmaninof’un 5no.lu prelude’ünü çalan Emre Erçetin’i hararetle alkışladık. Bas bariton Emre Sezer’in Albinoni ‘Adagio’su etkileyiciydi.
Mendelsohn, Schumann, H.Purcell, M.De Falla ve diğerleri derken iki buçuk saat huşu içinde aktı gitti. Manuel De Falla’nın bir parçasını klarnetle çaldı Arda Serindağ. İşte bu müthiş güzel ve heyecan vericiydi. Özetle her ses rengini ve her enstrümanı dinlemiş olduk neredeyse. Piyano, keman, gitar, kopuz, klarinet, viyolonsel... İbranice Mezmurlar’ı dinlerken kopuz çalındı. Kopuz aynı bağlama gibi, bağlamanın küçüğü, fakat sesi daha farklı Orta Asya ezgilerini hatırlatıyor. Zaman zaman birlikte çaldılar ikili veya üçlü , bazen ayrıldılar, en sonunda hepsi bir arada 1-İsa’nın Doğumu 2-İsa’nın Peygamberliği 3-İsa’nın Çarmıha Gerilişi 4-İsa’nın Dirilişi tüm ensemble tarafından seslendirildi. İşte o sırada insanlar bir fotoğraf çekme coşkusuna kapıldılar. Özellikle yanımda oturan genç kemancı Birce Turgut’un annesi. Ona yerimi verdim, kızını daha rahat çekebilsin diye.
All Saints Kilisesi, daha doğrusu kiliseciği bana Gökçeada’yı anımsattı. Bir yaz günü adanın yerlisi Rumlarla birlikte Pazar ayinine katılmıştım. Çok duygulanmıştım. Pazar sabahı erken bir saatte köy meydanında Barba Yorgo’nun yerinde açık havada yenen kahvaltıdan sonra hemen yakındaki kiliseye Pazar duasına girdik. Köy meydanında çayımızı içerken tertemiz giyinmiş insanlar gayet vakur ve sakin önümüzden geçiyorlardı. Halleri ve vücut dilleri bana ister istemez Angelopoulos’un ‘Ağlayan Çayır’ filmini aklıma düşürdü. Sabahları çıktıklarında meydana; ---Kalimera!... Kalimera! Diyerek birbirlerine yürüyorlardı.
Biz de kendi kasabamızın şapelinde yaradana ve onun elçisine övgüler ve müzik dinledik. Aynı köydeki gibi yürüyerek evimize döndük. Arabamızın acaba D3 demi yoksa H19 damı park edilmiş olduğuna kafa yormadan, labirentten kendimizi kasarak çıkmaya uğraşmadan babadan kalma usulünce evimize yürümek suretiyle döndük...
Füsun Kankat
__________ ESET NOD32 Antivirus tarafından sağlanan bilgiler, virüs imza veritabanı sürümü: 7079 (20120423) __________
İleti ESET NOD32 Antivirus tarafından denetlendi.
http://www.nod32.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder